Dünya Çocukluk Çağı Kanseri Günü etkinliğinde kök hücre bağışı çağrısı
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Polikliniği tarafından düzenlenen “15 Şubat Dünya Çocukluk Çağı Kanserleri Günü” nedeniyle farkındalık yaratmak amacıyla etkinlik düzenlendi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi B Blok Mor Salonda toplantı yapıldı.
“Kök hücre bağışçısıyız”
Kanser tedavisinde kemik iliği nakli hakkında bilgi veren Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alphan Küpesiz, kök hücre nakli hakkında bilgi vererek herkesi kök hücre bağışçısı olmaya davet etti. Küpesiz, “Kardeşinizden ya da başka bağışçılardan kök hücreye ulaşabiliyoruz. TÜRKÖK’ün kapasitesini artırmasıyla tespit oranlarımızı son yıllarda yüzde 90’lara çıkardık. “Bu bizim için çok iyi oldu çünkü bağışçı olan sağlıklı Türk bireyler, hastalarının da bağışçı olma olasılığını artırıyor” dedi.
“Türkiye’nin ilk ilgisiz çocuk nakli hastanemizde gerçekleştirildi.”
Nakillerle ilgili bilgi veren Küpesiz, şunları söyledi: “2005 yılında Türkiye’nin ilk ilgisiz çocuk nakli hastanemizde yapıldı. 3 yıl boyunca bunu sadece biz yaptık, dolayısıyla lösemi grubu hastalıklar ve diğer hastalıklar için ilgisiz nakiller gerçekleştirdik. Ülkede 3 yıl sonra diğer hastaneler de aynısını yapmaya başladı. Bir kamu hastanesi olarak 2005 yılında bağımsız bir hastane olarak ülkemizde bir ilke imza attık. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını geride bıraktık, çeyrek asırlık bir devir sürecimiz var ve bu yıl 26. yıldayız. Merkezimizde çocukluk çağı kanserleri, lösemiler, lenfomalar ve katı organ tümörlerine yönelik kemik iliği nakilleri gerçekleştirmekteyiz. İlk nakilimiz 21 Haziran 1998’de gerçekleşti. Bize 12 yaşındayken lenfoma tanısı konuldu. Kök hücre nakli yaptık, şu anda 38 yaşında, evli, baba ve çok mutlu bir hayata devam ediyor. 7 aylıkken nakil yaptığımız en küçük lösemi hastamız da Mayıs 2021’de kendisine nakledildi. Kendisi şu anda 3 yaş 5 aylık ve kasım ayında kontrole geldi. Kemik iliği %100 sağlam ve sağlıklı bir şekilde yaşamına devam ediyor. Kök hücre bankaları desteklenmeli. Donör olmamız gerekiyor ki, eğer dokularımız birisine uyarsa o kişinin hayat kurtaran kahramanları olabilelim. Daha fazla farkındalığa ihtiyacımız var dedi.
“Her yıl 400.000 çocuğa kanser teşhisi konulması bekleniyor.”
Dünyada ve Türkiye’de çocukluk çağı kanserleri hakkında bilgi veren Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Güler, şunları söyledi: “15 Şubat Dünya Çocukluk Çağı Kanserleri Günü tüm dünyada kutlanıyor. Dünyada her yıl 18 milyona yakın kanser tanısı konuluyor ve bu sayı her geçen yıl artıyor.Tüm çocukluk çağı kanserleri bunların %1,5 veya %2’sini oluşturur.Sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte her vakaya milyonda 140 oranında tanı konulmaktadır. Çoğunlukla 0-14 yaş grubundaki çocuklarda, 15-19 yaş grubunda ise milyonda 185 oranında. Dünya çapında her yıl 400.000 kişiye çocukluk çağı kanseri tanısı konulacağı tahmin ediliyor ancak ne yazık ki sadece 230 bin vakaya yeni tanı konuluyor. Çocuk ve gençlerin tanı konulamadan ölmesi gerekiyor.Ülkemizde yıllık kanser vaka sayısı 235 bin. “Her yıl 2.800 ila 3.200 yeni çocukluk çağı kanseri vakasının ortaya çıkmasını bekliyoruz” dedi.
“Kanserlerin yüzde 70 ila 90’ının nedeni bilinmiyor.”
Çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 70 ila 90’ının bilinmeyen nedenlerle ortaya çıktığını belirten Güler, şöyle konuştu: “Bu kişiye özel bir şey. Kalıtsal ve bulaşıcı bir hastalık değildir. Kanserden bahsettiğimizde tek bir grup hastalığı kastetmeliyiz. Çocuklarda 12 ana tip ve yüzden fazla alt tip olmak üzere 150’den fazla alt tip tanımlanmıştır. Erişkin tümörlerden farklıdır. Erişkinlerde farklı tiplerde gördüğümüz meme kanseri, prostat kanseri ve mide-bağırsak sistemi tümörlerini çocuklarda görmüyoruz.” dedi.
“Çocuklarda bu belirtiler varsa dikkatli olun”
“Ne zaman kanseri düşünmeliyiz” başlığıyla katılımcılara bilgi veren Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Funda Tayfun Küpesiz, şunları söyledi: “Kanser vakalarının erken tanısı anne ve babalar sayesinde sağlanıyor. Çocukların hangi şikayetlerinin bizi rahatsız etmesi gerektiğini düşündüğümüzde açıklanamayan bir kilo kaybı varsa, son üç ayda vücut ağırlığının yüzde yirmisini kaybetmişse, cildi eskisinden daha beyazsa, cildinin eskisinden daha beyaz olup olmadığına dikkat etmeliyiz. Yorulurlar, arkadaşlarıyla oynamayı bırakırlarsa, sevdikleri işten yoruldukları için ayrılırlarsa. Ya da boyundaki lenf bezlerinde şişlikler varsa ya da dokunulduğunda sert, yapışkan, plastik kıvamda bir lenf bezi varsa bu bizi rahatsız ediyor olmalı. Bazen bebekler özellikle iki yaşına kadar karınları şiş olarak gelirler ve karınları kavisli olduğu için bunu anlamakta zorluk çekebiliriz ancak bebeğiniz altını değiştirirken huzursuz oluyorsa bu bizim için bir uyarı olabilir. Vücudun herhangi bir yerinde ele gelen kitleler veya nodüller bizi rahatsız etmelidir. Enfeksiyon çok sık görülüyorsa ve antibiyotiğe rağmen devam ediyorsa, çocuk yürümeyi reddediyorsa, büyümeye bağlı kemik ağrısı yaşıyorsa, vücudunda sonuçsuz morluklar oluşuyorsa, denge sorunu, yürüme sorunu varsa ya da Çift görme ya da gözlerin yanlış hizalanması bizi rahatsız etmeli ve bu uyarıların kanserle ilgili olduğunun farkında olmalıyız, “Öyle olup olmadığını değerlendirmeniz lazım” dedi.
Ameliyatların ardından kanser tanısı konularak tedavi altına alınan çocuklar, hikayelerini anlatarak hastane personeline şükranlarını sundu.
Toplantıya, Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, hastane başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, başhekim yardımcısı Prof. Dr. Banu Nur, Dr. Öğretim Üyesi Ali Ünal, Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Gökhan Ertosun, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Güler, prof. Dr. Alphan Küpesiz, Doç. Dr. Funda Tayfun Küpesiz, tedavisi tamamlanan kanser hastası çocuklar ve aileleri katıldı.