BM Güvenlik Konseyi, Gazze’deki çatışmalara “insani ara’ talep eden kararı kabul etti
Gazze’de devam eden çatışmalara “derhal ve uzun süreli bir duraklama” çağrısında bulunan karar taslağı, BM Güvenlik Konseyi tarafından kabul edildi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Çarşamba günü İsrail ile Hamas arasındaki savaşta derhal “insani duraklama” çağrısında bulunan bir kararı kabul etti.
Konseyin geçici üyelerinden Malta’nın sunduğu karar taslağına ilişkin acil oylamada 15 üyeden 12’si tasarıya “evet” derken, konseyin 3 daimi üyesi ABD ve İngiltere de tasarıya “evet” dedi. ve Rusya evet çekimser kaldılar.
Öte yandan Konsey, Rusya’nın “insani duraklama” yerine ateşkes ifadesinin yer alması yönündeki değişiklik önerisini de reddetti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bir kararın alınabilmesi için dokuz ülkenin “evet” oyu vermesi ve hiçbir daimi üyenin kararı veto etmemesi gerekiyor.
Kararda ne söylendi?
Karar, insani ateşkes yerine “düşmanlıklarda acil ve uzun süreli insani duraklama” çağrısında bulundu.
Gazze Şeridi’nde uluslararası insani hukuka uygun olarak insani yardıma kesintisiz, hızlı ve güvenli erişimi sağlayacak koridorların oluşturulması çağrısında bulunulan kararda, Hamas ve diğer gruplara da çağrıda bulunuldu.
Bu bağlamda Hamas ve diğer gruplardan başta çocuklar olmak üzere tüm rehineleri serbest bırakması ve Gazze’deki sivil halkın temel ihtiyaçlarının karşılanmasının önündeki engellerin kaldırılması istendi.
Çocuklara vurgu
İlginçtir ki, BM Güvenlik Konseyi’nin kabul ettiği kararda “çocuk” kelimesi 14 kez kullanıldı.
“Uluslararası insancıl hukuk çocukların korunmasını garanti eder.” Kararda, Cenevre Sözleşmesi’nde “çatışma halindeki çocukların korunması” ilkesinin yer aldığı ve bunun Gazze’de başta çocuklar olmak üzere sivillerin temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmasına ve zorla yerlerinden edilmesine karşı çıktığı hatırlatılıyor.
Kararda, Gazze’deki insani durumun çocukların eğitim sürecine de zarar verdiği belirtiliyor.
AA’nın haberine göre kararda, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısına veya İsrail’in sebep olduğu sivil ölümlerine değinilmediği görüldü. Önceki dört taslakta yer alan kınayıcı ifadeler Üye Devletlerin onayını almamıştı. Bu nedenle Malta’nın özellikle kararı onaylama konusunda bu konulara değinmekten kaçındığı düşünülüyor.
