Dünyada sadece 50 kişide bulunan ‘altın kan’ laboratuvar ortamında üretilebilir mi?
Kan Naklinin Tarihçesi
İlk kan nakli denemeleri, 1667 yılında Fransız doktor Jean-Baptiste Denis’in koyun kanını insanlara aktarmaya çalışmasıyla başladı. Ancak modern anlamda, insandan insana yapılan ilk başarılı kan nakli, 1818 yılında İngiliz cerrah James Blundell tarafından gerçekleştirildi. Bu işlem, doğum sonrası aşırı kan kaybı yaşayan bir hastaya uygulandı.
Gelişmeler ve Güvenlik
Kan naklinin güvenli bir tıbbi işlem haline gelmesi, 1901’de Karl Landsteiner’ın A, B ve O kan gruplarını keşfetmesiyle mümkün oldu. Bu keşif, hangi hastaya hangi kanın verileceğini belirlemekte kritik bir rol oynadı. Bağışlanan kanlar, yaralanma ve ameliyatlarda önemli bir tedavi aracı haline geldi.
Nadir Kan Grupları ve ‘Altın Kan’
Ancak, dünya genelinde hâlâ kan naklinden faydalanamayan bireyler mevcut. Özellikle nadir kan gruplarına sahip olan kişiler, kendi kan gruplarından bağışlanmış kan bulmakta zorluk çekiyor. Şu anda dünya üzerinde yalnızca 50 kişi, Rh null olarak bilinen ‘altın kan’ grubuna sahip. Bu kişilerin acil durumlarda gerekli kanı bulma şansı oldukça düşük.
Laboratuvar Çalışmaları
Bilim insanları, Rh null kan grubunu laboratuvar ortamında üretmenin mümkün olup olmadığını araştırıyor. Bu tür bir üretim, kan nakillerinin evrensel olarak daha güvenli hale gelmesine yardımcı olabilir. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Atila Tanyeli, bu nadir kan grubunun özelliklerini ve kan nakli süreçlerine etkisini detaylandırarak, “Altın kan, Rh sistemindeki tüm antijenlerin yokluğu ile karakterizedir” diyor.
Gelecekteki Umutlar
Laboratuvar ortamında ‘altın kan’ üretimi gerçekleştirilirse, tıp alanında büyük bir yenilik sağlanabilir. Bu konuda yapılan çalışmalara ve gelişmelere dikkat çekmek önemlidir. Daha fazla bilgi için haberulke.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
